İTO Başkanı Avdagiç’ten faiz mesajı!
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, 2023 değerlendirmeleri ve 2024 öngörülerine ilişkin yaptığı açıklamada, Türkiye ekonomisinin büyüklüğü dolar cinsinden yıllıklandırılmış veriyle 1 trilyon 76 milyar dolar olarak hesaplanırken, kişi başına gelirin de 12 bin 449 dolar olarak tahmin edildiğini söyledi.
Üçüncü çeyrekte kaydedilen yüzde 6’ya yakın büyümenin benzer ülkelerle kıyaslandığında önemli bir artışa ve potansiyele işaret ettiğine dikkati çeken Avdagiç, “Tüketimin büyümeye katkısında ortaya çıkan belirgin yavaşlamayı ise yeni programın hedefleriyle uyumun ve ekonomide dengelenmenin işareti olarak yorumluyoruz. Sanayinin yeniden pozitif katkıya dönmesi ile yatırımların büyümeye katkısının yeniden artış göstermesi de olumlu gelişme olarak öne çıkıyor” diye konuştu.
Büyümeden daha önemli olanın, büyüme ile elde edilen kalkınma olduğunu vurgulayan Avdagiç, dolayısıyla ekonomi politikalarının da kalkınmayı esas alan temellere ve önceliklere göre şekillendirilmesini önemsediklerini belirtti.
“FAİZ ORANLARININ YÜKSEK SEYRİNİ KORUMASINI BEKLİYORUZ”
Şekib Avdagiç, gelecek yıl, bir yandan enflasyonla mücadele ederken bir yandan da üretimin, istihdamın ve ihracatın önceliklendirildiği politikaların bir denge içinde götürülmesini önemsediklerini ve gerekli gördüklerini ifade etti.
Verilerin işsizlik oranının düşüşe geçtiğini gösterdiğini aktaran Avdagiç, “Bunu önemsiyoruz ama bu bizim ekonomimizin daha fazla istihdam oluşturma ihtiyacını ortadan kaldırmıyor. Bunun için de çaba göstermeyi sürdürmeliyiz. Gerek iç gerekse dış talepteki olumsuz görünüme rağmen sanayi üretimimiz ılımlı pozitif seyir izliyor. Bunu sevindirici bir gelişme olarak görüyoruz” dedi.
Avdagiç, ekonomi yönetiminden 2024 beklentilerine ilişkin, “Türkiye ekonomisi, yüksek enflasyonla mücadeleyi önceleyen bir dengelenme sürecinde. Bu dönemde, bir yandan enflasyonu kalıcı olarak tek haneye çekmeye çalışıyoruz diğer yandan da ekonomik aktivitenin devam etmesi yönünde politikalar izliyoruz. Dolayısıyla faiz oranlarının 2024’ün ikinci yarısına kadar yüksek seyrini korumasını bekliyoruz” diye konuştu.
Küresel ekonomideki daralma beklentileri çerçevesinde dış talebin de bir süre daha zayıf seyredeceğine işaret eden Avdagiç, 2024 yılına küresel ekonomide ağırlıkla “büyüme sancılarının” damga vurmasının beklendiğini kaydetti.
Fitch Ratings’in son küresel ekonomik görünüm raporunda, 2023 için beklenen yüzde 2,9’luk büyümenin, 2024’te yüzde 2,1’e gerileyeceği tahmininde bulunduğunu aktaran Avdagiç, “Bu noktada hepimize büyük görevler düşüyor. Artan finansman maliyetleri de dikkate alındığında 2024’ün ilk yarısı itibarıyla reel sektörün farklı enstrümanlarla desteklenmesini önemli ve gerekli buluyoruz. Yeni dış pazarlar bulmasını ve mevcut pazarların genişletilmesini sağlayacak teşvik ve desteklerle reel sektörümüz bu süreci de başarıyla geride bırakacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
“EN BÜYÜK AVANTAJ OLACAK”
İTO Başkanı Avdagiç, Türkiye ekonomisinin iki avantajı bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Birincisi, hepimiz, kamu, özel sektör ve halkımız şunda mutabıkız; ekonomimizin bugün itibarıyla karşı karşıya bulunduğu öncelikli sorun enflasyonla mücadele ile fiyat ve finansal istikrarın tesisini sağlamak. Bunun tüm kesimlerin ortak görüşü olması çok önemli. Bizi başarıya ulaştıracak, başlangıç noktası burası. İkincisi, yine ifade etmem gerekir ki ekonomi yönetiminin, açıklanan program dahilinde ortaya koyduğu hedefler ve öngörülebilirliğe yönelik adımlar özel kesimin de tam desteğine sahip. Bu da bizim ikinci avantajımız.”
Yolun uzun olabileceğini ama sorunların çözümsüz olmadığını vurgulayan Avdagiç, “Hem çözüm yolumuz belli hem çözümü uygulayacak irade mevcut. Elbette fiyat ve finansal istikrarın sağlanabilmesi için geçici de olsa bazı zorluklar yaşanacaktır. Bu zorlu sürecin ardından kavuşacağımız istikrar, yeniden toparlanmanın yolunu açacak en güçlü kazanımımız olacak” ifadelerini kullandı.
Avdagiç, yeni ekonomi yönetiminin en büyük avantajının iş dünyasıyla kurduğu iletişim olacağını dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu yönde çok başarılı bir sınav verdiler. Bu diyaloğun daha da güçlendirilmesi ve bürokratik yoğunluğa heba edilmemesi gerekiyor. Hatta kalıcı bir mekanizmaya dönüştürülmeli. Zira, güçlü bir diyalog mekanizmasının tesisi, hem alınan bir kararın varsa muhtemel olumsuz sonuçlarını doğmadan ortadan kaldıracak hem de ciddi zaman tasarrufu sağlayacaktır. 2024 yılının, güneşlerin dünyamıza doğacağı, İstanbul ve ülkemizin üzerinden hiç eksik olmayacağı bir yıl olmasını diliyorum.”